Havzan Mah. Yeni Meram Cad. Özdemir Apt. No:11/4 Meram / Konya
+0 332 350 45 43 / +0 332 351 38 71

BOŞANMA SEBEPLERİNDEN OLAN TERK

Türk Medeni Kanunu, eşlerden birinin haklı bir sebep olmadan diğer eşi bırakmak suretiyle ortak konutta geri dönmemek üzere ayrılmasına, bazı hukuki sonuçlar bağlamıştır. Bu husus TMK md.164/1’de “Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.” şeklinde ifade edilmiştir. Maddenin lafzından anlaşıldığı üzere kanun koyucu, terkin geçerli bir boşanma sebebi olarak sayılabilmesini bazı şartların gerçekleşmesine bağlamıştır. Buna göre terkin boşanma sebebi olabilmesi için terk ile ortak yaşama son verilmiş olunması, terkin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi maksadıyla yapılması, ayrılığın en az altı ay sürmüş olması ve terk eden eşe geçerli bir ihtarda bulunulması gereklidir. Ayrıca terk bir mutlak boşanma sebebidir. Hakim terkin varlığı halinde başkaca bir sebep aramaz.
2-) TERKİN ŞARTLARI
A) ORTAK YAŞAMA SON VERİLMESİ
TMK md.164/1’den de anlaşıldığı üzere geçerli bir terk için eşlerden birinin, diğerini terk etmesi veya ortak konuta dönmemesi suretiyle ortak yaşama son vermesi gerekir. Ancak burada kast edilen ortak yaşama son verilmesi ancak eşlerin ortak konutlarında bir arada bulunmaması şeklinde olur. Yani başka bir ifadeyle eşlerin, hali hazırda ortak konutlarında yaşarken aralarında meydana gelebilecek dargınlık, kırgınlık, küskünlük gibi hususlar terke sebebiyet vermeyecektir. Ortak yaşama son verilmesi noktasındaki tek kıstas eşlerden birinin, ortak konutlarındaki beraber yaşamlarına son vermiş olmasıdır. Ayrıca unutmamak gerekir ki ortak konuttan ayrılan eş her durumda terk etmiş sayılmaz, bu ayrılığın haklı bir sebebe dayanmaması gerekir. Unutulmaması gereken bir önemli nokta da, diğer eşi ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eşin de terk etmiş sayılacağıdır.
B) EVLİLİK BİRLİĞİNDEN DOĞAN YÜKÜMLÜLÜKLERİ YERİNE GETİRMEMEK MAKSADININ BULUNMASI
Geçerli bir terkten söz edebilmek için gerekli olan şartlardan bir tanesi de terkin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla gerçekleştirilmiş olmasıdır. Yani kanun koyucu eşlerden birinin ortak konuttan ayrıldığı her durumu bir terk sebebi saymamış ancak evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek saikiyle gerçekleşen hallerin terk sebebi olacağını ifade etmiştir. Buradan anlaşılması gereken çalışma, askerlik, sağlık, mahkumiyet gibi sebeplerle ortak konutunun dışında yaşamak durumunda kalan eşlerin, bu ayrı yaşamayı evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla gerçekleştirmediklerinden terk etmiş sayılmayacakları hususudur.

C) AYRILIĞIN EN AZ ALTI AY SÜRMÜŞ OLMASI
Türk Medeni Kanunu’nun boşanma sebebi olan terke ilişkin ilgili maddesinde de ifade edildiği üzere geçerli bir terkin gerçekleşebilmesi için ortak hayata son verilmesi hususunun en az altı aydır devam ediyor olması gerekir. Ancak buradan anlaşılması gereken, terk ihbarının ancak altı aylık bir ayrılık sonucunda yapılabileceği değildir. Terk ihtarı mahkemeden ya da noterden ayrılığın en az dört ay sürmüş olması halinde istenebilir. Terk eden eş, ihtar kendisine tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren iki ay içinde ortak konuta dönmezse terk edilen eş tarafından boşanma davası açılabilir. İşte burada ifade edilen altı ay, bu dört aylık ve iki aylık sürelerin toplanmasıdır. Ayrıca bu altı aylık sürenin kesintisiz bir şekilde olması gerekir. Terk eden eş bu altı aylık süre içinde eve dönüp de daha sonra tekrar terk ederse ikinci terk tarihinden itibaren altı aylık süre tekrar başlar. Ancak geri dönen eşin kötü niyetli olması hali saklıdır.
D) TERK EDEN EŞE İHTAR
Başlangıçta da ifade edildiği gibi terke dayalı boşanma davası açılabilmesi için terk eden eşe geçerli bir ihtarda bulunulması gerekir. Bu ihtarın şekilde ve sürelerde yapılması gerektiği TMK md164/II’de ifade edilmiştir. Buna göre; “Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.”. Görüldüğü üzere terk edilen eşin ihtarda bulunabilmesi için ortak hayatın son bulmasından itibaren dört ay geçmiş olmalıdır. Ayrıca boşanma davası açılabilmesi için de terk eden eşin, ihtarın kendisine tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren iki ay içinde ortak konuta geri dönmemiş olması gerekir. Kanun maddesinde de ifade edildiği üzere ihtar hem noterden hem de mahkemeden istenebilir. Ayrıca belirtmek gerekir ki ihtarın mahkemeden isteneceği durumlarda bu ihtar herhangi bir yer mahkemesinden istenebilir, bunun için bir yetki kuralı yoktur. Görevli mahkeme ise aile mahkemelerinin bulunduğu yerlerde, aile mahkemeleri bulunmaması halinde ise asliye hukuk mahkemeleridir. Maddede ifade edildiği üzere ihtarın isteneceği noterin veya mahkemenin bu isteği esastan inceleme hakkı yoktur. Yapmaları gereken şey ihtarı göndermektir. İhtar esasa ilişkin bir karar olmadığından tek başına kanun yoluna götürülemez. Bu sebeple ancak boşanma davası sonucu verilen karar ile birlikte kanun yoluna konu edilebilir. Burada terk edilen eşin çektiği ihtarın amacı terk eden eşi tekrar ortak konuta davettir. Ancak unutulmamalıdır ki terk eden eş ihtar sonucu ister ortak konuta dönmüş olsun ister dönmemiş olsun. İhtar edilmiş olması sonradan başka hususlar konu edilerek boşanma davası açılmasına veya tekrar terk sonucu ihtarda bulunulmasına engel değildir.
Sonuç olarak terk sebebiyle boşanma davası açılabilmesi için yukarıda da ifade edildiği gibi ortak yaşamın son bulmuş olması, ayrılığın geçerli bir sebebe dayanmıyor olması, terkin evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemek maksadıyla yapılmış olması, ayrılığın altı aydır kesintisiz devam ediyor olması ve ihtarın yapılmış olması şartlarının sağlanması gerekir. İhtar çekilebilmesi için ayrılığın kesintisiz olarak en az dört ay sürmesi gereklidir. Boşanma davası açılabilmesi için ihtardan sonra en az iki ay geçmelidir. Dört aylık ve iki aylık sürelerin geçip geçmediğini hakim resen nazara alır. Bu süreler dava şartıdır.

Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Powered by