KIDEM TAZMİNATI
Kıdem tazminatı, işveren ile işçinin arasında yapılmış olan iş sözleşmesinin sona ermesi sonucunda ortaya çıkan bir kavramdır. Bu tazminata hak kazanılması için işçinin yasada öngörülen asgari süre olan 1 YIL boyunca çalışmış olması gerekmektedir.
Bu tazminata hak kazanılması için çalışma süresi dışında birtakım koşullar yerine getirilmelidir. Bu koşullar;
Yukarıda sayılan koşullar sağlandığı takdirde işçiler kıdem tazminatı hak kazanmaktadır.
KIDEM TAZMİNATININ HESAPLANMASI
Kıdem tazminatı işçinin aldığı son 30 günlük brüt (giydirilmiş) ücret üzerinden hesaplanır. Parça başı, akort, götürü veya yüzde usulü gibi ücretin sabit olmadığı hallerde son giydirilmiş ücret hesaplanırken, işçinin son 1 yıl içinde almış olduğu ücretler toplanarak aynı yıl içinde çalıştığı toplam gün sayısına bölünmek suretiyle bulunur.
Kıdem tazminatının hesaplanmasında esas alınan giydirilmiş ücrete dahil olan ödemeler;
Bununla birlikte her yıl belirlenen kıdem tazminatı tavanı 2018 yılı 2.Dönem (01.07.2018 – 31.12.2018) için 5.434,42 TL olarak belirlenmiştir. Bu miktar kıdem tazminatı olarak alınabilecek en yüksek miktardır.
Kıdem süresi ne zaman başlar?
Kıdem süresinin başlangıcı, işçinin işe fiilen başladığı tarihtir ve hizmet akdinin devamında geçen süre kıdem tazminatının hesabında dikkate alınacaktır. Hizmet sözleşmesinin yapıldığı tarihi, kıdem süresinin başlangıcı olarak almamak gerekir. İşçinin fiilen işe başlaması veya işverenin buyruğunda hazır halde beklemeye başladığı tarihi dikkate almak gerekir.
Aynı işverene ait farklı işyerlerinde geçirilen süreler kıdeme dahil edilir mi?
Aynı işverenin işinde fasılasız çalışma durumunda kıdemin saptanmasında bu iş yerlerindeki veya iş yerindeki iş sürelerinin tümü birlikte göz önünde bulundurulur. Nitekim İş Kanunu kural olarak kıdem tazminatına esas alınacak süreyi bir işveren veya işyerine bağlı olarak geçirilen hizmet süresi biçiminde ele aldığı için bir işyerlerinde geçen hizmetler arasında bir ayırım gözetmemiştir.
Emekli Olduktan Sonra Tekrar Çalışmaya Başlayanların Kıdem Tazminatı
Günümüzde işçiler emekli olduktan sonra ek gelir sağlamak amacıyla veya başka nedenlerden dolayı emekli oldukları işyerlerinde veya başka işyerlerinde çalışmaya devam etmektedirler. Emekli olan işçiler, sosyal güvenlik destek primi ödeyerek istedikleri işyerlerinde çalışabilirler. Emekli işçilerin çalışmalarını kısıtlayan herhangi bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır.
Kıdem tazminatı ödenen emeklilikten önceki çalışma süresi kıdem tazminatı hesabına dahil edilerek yeniden hesap yapılamaz. Mahkemenin bu hesap tarzını benimseyerek ve emekli olduğu tarihte ödenmiş olan kıdem tazminatını mahsup ederek hüküm vermiş olması doğru değildir. Kıdem tazminatı ödenen sürenin birleştirilmek suretiyle hesap yapılması ve ödemenin tenzili sadece işverenin daha az kıdem tazminatı ödemek amacı ile hareket etmiş olması hali için söz konusudur.
Emekli olup kıdem tazminatı aldıktan sonra işyerinde çalışmasını sürdüren işçinin işyerinden ikinci ayrılışında kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin hesabında önceki süreler dikkate alınmaz.
Kıdem tazminatı ne zaman ödenmelidir?
İşveren tarafından kıdem tazminatının ödenmesinin ne zaman yapılması gerektiğine ilişkin Yasa’da kesin bir tarih bulunmamaktadır. Kanun koyucunun, gerekçe olarak bu tip tazminatların karşılığının, olayın vukuunu müteakip hemen ödenmesi gerektiğini hüküm altına alması olarak görmekteyiz.
Çalışmaya devam edip kıdem tazminatı almak mümkün müdür?
Yukarıda da belirttiğimiz üzere kıdem tazminatını başlatan olay, iş sözleşmesinin sona ermesi yani işçinin işten ayrılmasıdır. Bir Yargıtay kararında şöyle denmektedir: “İş akdi feshedilmeksizin “kıdem tazminatı” adı altında yapılan ödemeler Dairemizce “avans” olarak nitelendirilmektedir ve tüm süre ile son ücret üzerinden hesaplanan kıdem tazminatından ödendiği tarihten fesih tarihine kadar yasal faizi de hesaplanarak mahsubu yoluna gidilmektedir.” (9 Hukuk Dairesi, 2011/1012 E.)
Bir başka deyişle Yargıtay, işçiye çalışırken ödenen kıdem tazminatı adı altındaki ödemeleri kıdem tazminatı olarak kabul etmemekte ve bunları bir çeşit avans olarak görmektedir. Sonuç olarak çalışırken işçiye kıdem tazminatı ödenmesi mevzuatımıza göre mümkün değildir. Yargıtay da bu tip ödemeleri kıdem tazminatı olarak kabul etmemekte ve avans olarak nitelendirmektedir.
FAİZ VE KESİNTİ
Kıdem tazminatının zamanında ödenmemesi sebebiyle açılacak davanın sonunda gecikme süresi için, ödenmeyen süreye göre fesih tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizin ödenmesi esas alınır. Faizin başlangıç tarihi, iş sözleşmesinin sona erdiği veya işçinin öldüğü tarih dikkate alınır.
Kıdem tazminatından kesinti olarak ise sadece damga vergisi kesilmektedir.2018’de bu damga vergisi oranı binde 7,59’dur.
KIDEM TAZMİNATINDA ZAMANAŞIMI
12/10/2017 tarihinden itibaren kıdem tazminatında zamanaşımı 5 YIL olarak değişmiştir. Başka bir deyişle kıdem tazminatı isteme hakkı 5 yıllık zamanaşımı süresine tabiidir. Bu zamanaşımı süresi fesih tarihinden itibaren işlemeye başlar. Bu 5 yıllık süre hak düşürücü süredir.
Mevzuatımıza yeni gelen değişiklikle işçi kıdem, ihbar tazminat, fazla mesai, yıllık izin ve ücret; işveren de alacak ve tazminat kalemleri için dava açmadan önce arabulucuya başvurmalıdır. Arabulucuya başvurmadan açılan davalar dava şartı yoksunluğu nedeniyle dava usulden reddedilecektir.
KAYNAKÇA
Reisoğlu, Kıdem s.39.
Uğur Ocak Feshe Bağlı İşçilik Alacakları s.13.
Stj. Av. Rabia KOYUNCU